Stockholm

 

Mansson Dahlback.

Strüktüre olan merakım, ona götürdü beni, İlhan Koman’a.. Bana göre O da Türklerin Leonardo Da Vinci’si. Zaten kendi de farkında Leonardo ile olan bağından. Stockholm’deki bir yarışmada kazandığı heykelinin adına “Leonardo’ya Selam”  koymuş olması bir tesadüf olamazdı. Matematik ve geometri ile arası çok iyiydi. Bütün heykellerinde bu matematiksel bütünlüğü görmek mümkündü. Bu eserleri sadece bir heykel olarak adlandırmak, çok zayıf bir ifade olurdu, bir çok eseri çok ciddi bilimsel çalışmalardı. Bütün eserleri çok güzel, ama 1970 de yaptığı “Yürüyen Derviş” var ki, beni en çok etkileyen eseridir. 2010’da Hulda Festivali kapsamında tekrardan İstanbul’daydı. Öyle bir heyecanla Mimar Sinan Üniversitesindeki sergiye gittim ki, o anki duygularımı kelimelere sığdırmam mümkün değil. Sanki yıllardır görmediğim bir dostu görecekmiş gibi gelmişti bana. Sonuç sükut-u hayal oldu. Böylesine bir dehayı sergileme biçimlerine şaştım kaldım. Burası kendi üniversitesiydi, ayrıca Güzel Sanatlar Fakültesiydi, bu kadar kötü bir biçimde eserlerinin sergilenmesi, İlhan Koman’ın kendi ülkesinde hiç değerinin bilinmediğinin çok açık göstergesiydi. Bir kedi ona sevgisini göstermek istercesine, kalorifer peteklerinden yaptığı kırmızı ağacının altına uzanmıştı. Belki bu kedinin davranışı ona yapılan bu muameleyi hafifletebilirdi, bu sergileme biçimi beni çok üzmüştü.

Dünya standartlarında olan sanatçılarımıza neden böyle muamele edildiğini anlayamıyorum, Abidin Dino, Orhan Peker, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Fikret Mualla gibi…

STOKHOLM’DEN NOTLAR

Stockholm, benim İlhan Koman için gittiğim bir kentti. Kent merkezini inceleyebildim. İnsanın dikkatini çeken ilk şey, temiz havası. Kent kurgusu güzel, net. İyi bir koruma anlayışı bütün Avrupa’daki gibi burada da hakim. Pek fazla modern yapıya rastlayamıyorsunuz. Bir yapı çok dikkat çekiciydi, post modern binaların en iyi örneklerinden biriydi bence, Vasa Müzesinden bahsediyorum. Bir geminin yaşamı üzerine kurulmuş bir müze burası. İç strüktürü çok başarılı. İlk defa, bilimsel bir araştırma nasıl yapılmalı sorusunun cevabını Vasa Müzesinde gördüm. O kadar titiz çalışılmış ki, yapıldığı dönem, dünyada o sırada neler yapılıyordu, bu gemi nasıl bir ortamda yapıldı, o zaman insanlar nasıl yaşarlardı, hangi malzemeler kullanılarak yapıldı, şu an daha saymakla bitiremeyeceğim bir sürü soruya cevap veren bir mekan kurgusu ve algısı var bu yapıda..

 

NK